Politikayla Poetika,Poetikayla Politika
VI
Felcederim seni! Diye haykırıyor adam.
Felç edecekmiş beni,
Anarşistlik edip bi daha falaka şiiri yazarsam…
Derken suratının şakında “burun” diye gezdirdiği o
korkunç dikeni
Üstümde yakalanan kağıda daldırıp çıkardıktan,
Ve gözlerinin idare lambasını bi miktar daha
kıstıktan sonra,
Utan! diye höykürüyor.Yaşından başından utan!
Şarap imal ettiğin yetmiyormuş gibi,bi de iftira
ediyorsun bu fıkaralara!...
-Dönüp yüzlerine bakıyorum:Başgardiyan Rıza ile
Kuru Hasan.
Yeni yumurtadan çıkmış iki keklik yavrusu kadar
mazlum ve masum,
Ağlayacaklar,dokunsam...
Kaldırıp elimin altındaki sandalyeyi kafalarına
Çakmak geliyor içimden,kendimi zor zaptediyorum-
Sizin için ne diyor bu,biliyor musunuz?”Akbaba” diyor,
“Akbaba”!..
Ve aniden,sol elindeki kağıda sağ elinin tersiyle bir
hükümet darbesi aşkedip,okumaya başlıyor falaka
şiirini...
-Böylece suçumu olanca ağırlığıyla yüzüme çarpıp
yüzüme,oracıkta kahretmek istiyor beni galiba-
Tarzı bir hayli kadim ve hamasî de olsa,fena okumuyor
hani;
Mesela:”Ziyafete konmuş gibi sırıtkanlar” dizesini
okurken özellikle sırıtıyor acı acı...
Giderek,bütün kendini-beğenmişler gibi kendini
kaptırıyor kendi sesinin sihrine...
Utançla hınç karışımı,saydam ve ıslak bir perde iniyor
gözlerine,
Fırlatıyor kağıdı elinden,devletli burnunu ağzının
Kaldıracıyla ortanın sağına aktararak...
Yazdığımda en ufak bir yalan var mı? diyorum.
Fark etmez,diye celalleniyor,Benim cezaevimde
Böyle şeyler yazmak kesinlikle yasak!..
Ama ben de bir insan olarak,dilediğimi düşünmekte
Ve yazmakta hürüm,diye diretiyorum.
Sen insan filan değilsin!Mahkumsun sen mahkum!
Ezerim,felcederim seni,hele bir daha
Böyle münasebetsizlikler dene!..
Ve harika bir “Defol!” la bitiyor bu hayatta görüp
Göreceğim en olumlu,en parlak eleştiri...
Dahası var:
Cırcırlı`dan Kapıaltı`na geçerken artık,silah yerine
Şiir arıyorlar üstümde o günden beri...